Prof.Dr. Salih Akdemir (söyleşi)

23 Ağustos 2007 de Hürriyet gazetesinde yayınlanan Prof. Dr. Salih Akdemir ile yapılan Röpörtaj:

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Salih Akdemir, üniversitede “yoga devrimi” yaptı.

Her gün en az iki kez, evde, fakültedeki odasında ya da fakülte mescidinde yoga yapan Prof. Akdemir, gurusuna da fakültede yoga konferansı verdirdi. İki dersinde öğrencilerine de yoga yaptırdığını söyleyen Prof. Akdemir, yeni eğitim-öğretim döneminde açılacak “Hıristiyanlık, Yahudilik ve Uzakdoğu dinleri” bölümünde de yoga dersi verilmesi için çalışıyor.

YOGA yaparken kullanılan “Rama (Tanrı), Hara” gibi mantralar (fikir aracı) yerine “Rahim (Tanrı), aşk” gibi İslami mantralar kullandıklarını söyleyen Anhkara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Balih Akdemir ile fakülte mescidinin kadınlar bölümünde birlikte yoga yaptık. Kuran’ın birçok yerinde de zikir sözünün geçtiğini belirten Akdemir, “Cebinizi doldurmaktan çok ruhunuzu doldurun. Hastaysanız, yogayla iyileşirsiniz” sözleriyle zengin fakir herkesi yoga yapmaya çağırıyor. Prof. Akdemir’in, İslam ve yoga ile ilgili görüşleri şöyle:

HASTALIĞINIZ İYİLEŞİR

“Bütün eski kültürler vahiy (Allah’tan gelen sözler) sürecine girmezse hikmet, bilgelik dediğimiz sürece girer. ’Vedalar’ da öğretilerin yazıldığı kitaplardır. Veda kelimesi Sanskritçe’dir ve ’bilgi’ anlamına gelir. Ayurveda ise yaşam bilimi anlamına gelir. Kişinin çevresi ve kendi doğası ile uyumlu, uzun ve sağlıklı yaşamasının anahtarıdır. Kişinin varoluş amacını gerçekleştirmesinin yoludur. Ayurveda artık tamamlayıcı tıp olarak öneriliyor. Hastalıkların birinci nedeni stres, ayurveda, yoga ve meditasyonla atılabiliyor. Ben de, ’Yoga yapın, hiç hasta olmayın’ diyorum. Bir öğrencimin annesi kanserdi. Yoga yapmasını önerdim. Kendi halinde bir ev kadınıydı. Uzun süre dediğimi yaptı. Sonra hastalığını yendiğini söyledi.

YOGAYA İNANMIYORDUM

Aslında yoga, meditasyon gibi şeylere inanmıyordum, ilgi de duymuyordum. Üç sene önce milli tekvandocu öğrencim Menekşe Öztürk sayesinde gurum Muammer Karakaş ile tanıştım. Ben ona İbranice öğretirken o da bana yoga öğretti. Kuran’la büyük benzerlik taşıyor. Yoga ’birlik bilinci,’ ’Kulhüvallahü ehad’ derken de ’Allah birdir’ diyorsunuz. İslam bütün kültürlerdeki insan doğasına ters düşmeyen ortak değerler bütünüdür. Kuran’a göre, gerçek din, yogada olduğu gibi insan doğasıdır, toplumdaki kurumsallaşmış din değil. İslam insanın kendisiyle barışık olmasıdır.

NAMAZA ALTERNATİF DEĞİL

Yogaya başladığımdan beri daha yaratıcıyım. İnsanların aylarını vererek yaptıklarını birkaç günde yapıyorum. O kadar huzurluyum ki, yeni bir dünyanın oluşturulmasını gerçekleştirebileceğime inanıyorum. Bu yürüyüşün sonunda tanrısal tecellilere kavuşmak söz konusu. Namazla da huzur buluyorsunuz, yogayla da ama yoga namazın alternatifi değil.

Sosyete yogayı gösteriş olsun diye, dikkat çekmek için yapıyor. Ama özden uzak olan her şey geriye teper, aksi sonuçlar doğurur.”

’Şeriat öldürür aşk diriltir’

Prof. Dr. Salih Akdemir, kendisinin de benimsediği “Şeriat öldürür, aşk diriltir” sözünün İbni Arabi ve St.Pavlus’un sözü olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Burada anlatılmak istenen şekille dindarlık olmaz anlayışıdır. Nitekim Kuran’da ‘Yazık o namaz kılanlara. Namazlarında yetimin doyurulmasına çaba göstermezler, gösteriş için kılarlar toplumda yardımlaşmayı engellerler’ deniyor. İbadeti sözde değil de özde yapmak. Sevgi olmazsa şekille hiçbir sonuç alınamaz. Kuru şekil, gösterişten öteye gitmez. Tüm eylemlerimizde Allah sevgisi egemen olmalı. Bu sözü bütün sufiler benimsiyor. Toplumda karı koca arasında da huzursuzluk varsa, sevgi boyutunun değil şeklin, ailede korkunun egemen olmasından. Sevgi tüm korkuları ortadan kaldırır. Tanrı sevgidir, sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı’da yaşayan sevgide yaşar.

Buradaki şeriat sözcüğü kurallar bütünü anlamındadır. Gerçek anlamıyla şeriatı anlatmaz.”

Haber:HÜRRİYET